Türkçe | Français (en cours)
Yargıtay feminist öz savunmanın sembol davalarından olan Yasemin Çakal dosyası hakkında kararını verdi.
Yasemin kendisini ve çocuğunu korumak için sistematik şiddet gördüğü eski eşi Özkan Kaymaklı’yı öldürerek hiç istemediği bir cinayetin sanığı olmuştu. Olayın yaşandığı güne kadar defalarca polise başvurmuş, kocasının ölüm tehditleri sebebiyle kadın sığınma evinde kalmıştı.
Yasemin Çakal’ın üç yıl tutuklu bulunduğu davada 18 yıldan 24 yıla kadar cezası istenirken, mahkeme heyetinin “korku ve heyecan altında işlediği suça ceza verilmesine yer olmadığına” karar vermesiyle 4 Temmuz 2017 tarihinde tahliye edilmişti.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi 09.04.2018 tarihli 2018/55 Esas 2018/353 Karar sayılı kararıyla, sanığa ceza verilmesine yer olmadığına dair kurulan hüküm kaldırılarak, eşi ağır tahrik altında öldürmek suçundan TCK’nın 82/1, 29, 53, 63 maddeleri gereğince sanığın 15 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verdi.
“Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.01 22 tarih 2018/56445 sayılı tebliğnamesiyle, aldırılan adli raporunun sanığın değişik zamanlarda birden çok kez fiziksel şiddete maruz kaldığının kesin delili olduğu, olay günü ise çıkan tartışma nedeniyle maktülün çocukla birlikte kendisini odaya kilitlediğine, sabaha kadar kapıyı açmadığına, sabah kapının açık olması nedeniyle odadan çıktığında bakkaldan gelen sanığın (maktülün!) odadan niye çıktın diyerek kemeri ile kendini dövmeye başladığına, evden dışarı çıkmak istediğinde kapıyı kilitlediğine, kemeri boğazına doladığına, o anda kahvaltı masasında bulunan bıçağı alarak kendisine vurduğuna ilişkin sanık savunmasının, Adli Tıp Kurumu raporu ve olay yeri tespit tutanağı ile doğrulandığı anlaşıldığından, sanığın mahkumiyetine kararı verilmesi hukuka aykırı görülmekle CMK’nın 302. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASI talep edilmiştir.”
Bir bireyin hayatını etkileyecek ve ciddiyetle hazırlanması gereken bir karar belgesinde bile “maktül” ile “sanığın” karıştırıldığı belgenin aslına buradan ulaşabilirsiniz.
Karar tebliğ edilmemiş olsa da Yasemin Çakal’ın Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nde 09.11.2022 tarihinde avukatsız olarak görülen duruşması oy çokluğu ile 15 yıl hapis cezası ONANARAK karara bağlandı.
Görüşünü aldığımız Yasemin Çakal karara tepkili
“Her ne kadar Türkiye’nin mevcut siyasi atmosferi içinde farklı bir karar şaşırtıcı olacak olsa da yine de içimde bir umut taşıyordum. Türkiye kadınların katledildiği, çocukların istismar edildiği bir ülkeye dönüşmüşken, kendinden başkasına yaşam hakkı tanımayan AKP-MHP rejiminin iktidar olduğu bir ülkede elbette farklı bir karar çıkmayacaktı. Ancak benim davam sadece bir sonuç, benim davamdan daha önemli ciddi bir meseleyle karşı karşıya olduğumuzu belirtmek isterim. Meclis kararı ile kabul edilmiş olan İstanbul Sözleşmesi bir gecede Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yürürlükten kaldırıldı. Bir kişinin iki dudağının arasına mahkum olan bir toplumun kaderi düşünüldüğünde benim hakkımda verilen karar sadece denizde bir damla. Oysa İstanbul Sözleşmesi kaldırılmamış ve fiilen tam anlamıyla uygulanıyor olsaydı elbette benim kendi yaşam hakkımı savunduğum davada da tatmin edici bir sonuç alacaktık. Çünkü benim davam olayın yaşandığı günlerde ana akım medyanın manipüle etmeye çalıştığı gibi “Bebek Bezi Cinayeti”’ değil, bir kadının öz savunmasıydı.
Nitekim bugün İsviçre’de sığınma talebinde bulunmuş ve politik oturum hakkı almış bir sığınmacıyım. Bu benim haklı davamın politik doğasını gözler önüne seriyor.
Ben hayata evlendirilmek üzere gözlerini açmış bir kadındım ve bu toplumsal gerçeklik benden bir feminist yarattı. Tüm deneyimlerime dayanarak söyleyebilirim ki bana 15 yıl cezayı hak gören zihniyetle Jina Amini’yi öldüren zihniyet arasında hiçbir fark yoktur. Bu zihniyet beni ölmediğim için çocuğumun ve kendimin yaşam hakkını koruduğum için mahkum etti. Ancak benim için mahkum olan kadına yaşam hakkı tanımayan çürümüş AKP-MHP zihniyetidir, elimizden kayıp giden Türkiye demokrasisidir, artık birkaç cümleden ibaret olan insan haklarıdır…
Bu nedenle Yargıtay’ın onamış olduğu 15 yıllık cezanın hukuken ve insanlık onuru adına bende hiçbir karşılığı bulunmamakta. Jina Amini canıyla bedel ödedi, bana da özgürlüğümden alıkonulmak istenilerek bedel ödetilmeye çalışılıyor. Bu karar bana ancak güç katar. Bulunduğum her yerde kadınlar adına feminist mücadeleme devam ediyorum, edeceğim.
Sizin aracılığınızla da İran’da “Jin Jiyan Azadi” sloganı etrafında toplanmış kadın direnişini de selamlamak istiyorum. Yaşam hakkı kutsaldır ve biz kadınlar için de vardır gerçeğini, savaştan, ölümden, kıyımdan, talandan yana olan tüm iktidarlara hatırlata hatırlata mücadelemize devam edeceğiz.”
Yargıtay 1. Ceza dairesi her ne kadar oy çokluğu ile Yasemin Çakal hakkındaki hükmü onamış olsa da, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 15.12.2022 tarihli itiraznamesi ile Yargıtay kararına karşı itiraz olağanüstü kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.
Kedistan’ı destekleyin, bağışlarınızla yaşatın
Kedistan’ı ve arşivlerini elimizden geldiğince yaşatmaya çalışıyoruz. Kedistan bağımsızlığını koruma kaygısı ile fon ya da reklam almıyor, habere ulaşma hakkının karşılıksız olması gerektiği prensibi dahilinde abonelik zorunluluğu getirmiyor ve tüm katılımcıları da gönüllü. Bugüne dek en aza indirgediğimiz masrafları, dayanışmak isteyen okuyucularımızın bağışlarıyla karşılayabildik. Sizler de destek olabilirsiniz.
Kedistan’ın tüm yayınlarını, yazar ve çevirmenlerin emeğine saygı göstererek, kaynak ve link vererek paylaşabilirsiniz. Teşekkürler.
Kaynak: Kedistan.net