Français / L’Humanité Tribune | Türkçe
2022 yılının son günlerinde, Fransa’nın başkenti Paris’te bulunan Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezine korkunç bir saldırı yapıldı, saldırıda Emine Kara, Abdullah Kızıl ve Mîr Perwer katledildi.
Paris’in orta yerindeki bu saldırı tüm dünyadaki Kürtleri, kendine insanım diyen herkesi, bizleri derinden etkiledi. Üzücü ve sarsıcı oldu. Tedirgin etti ve öfkelendirdi.
Saldırgan yakalandı ancak arkasındaki güçlere dair henüz tatmin edici bir açıklama yapıldığını göremedim. Saldırıyı bireysel bir kine, tekil bir ırkçılığa indirgememek gerekir. Öyle yapılması, arka plandaki etkenlerin ve güçlerin gizlenmesini kolaylaştırır.
Bu kanlı saldırının pek çok motivasyon kaynağından biri de gerçeklerin ortaya çıkmayacağına dair güven. 9 Ocak 2013’te yine Paris’te gerçekleşen ve Türkiye’deki barış görüşmelerini bitirmeyi hedefleyen katliam tüm yönleriyle aydınlatılmadı. O gün ortaya çıkarılmayan, üzeri örtülen gerçekler bugün benzer cinayetlerin işlenmesine cesaret sağlıyor.
Açıkça görülüyor ki, Türkiye’deki güvenlik ve baskı politikaları nedeniyle Fransa’ya göç etmek zorunda kalan Kürtler ve dostları, kendilerini güvende hissetmiyorlar. Fransa hükümeti, gerçekleri tüm yönleriyle aydınlatıncaya kadar kendilerini güvende hissetmeyeceklerdir. Bu çok normal. Onları anlıyorum. Biraz olsun empati yapacak herkesin de anladığından eminim.
Önemli bir nokta; Ahmet Kaya Kürt Kültür Merkezi temsilcilerinin, saldırıdan önceki yakın günlerde, yetkili makamlara iki defa güvenlik talebi başvurusu yapmalarına rağmen herhangi bir güvenlik önlemi alınmadığı bilgisi var. Fransa yetkili makamları, bu başvuruları karşılıksız bırakanlar ile saldırı arasındaki bağlantıya dair de açıklama yapmak zorunda.
AKP hükümeti çeşitli yollarla, Avrupa’da yaşayan Kürt ve Türk halkları arasında ayırımcılık, kutuplaşma yaratmak istiyor. Sadece bununla da kalmıyor, diasporadaki Kürtleri, devrimci ve demokratları çeşitli yöntemlerle, sistematik olarak hedef alıyor. Kürtler dünyanın her yerinde halkların bir arada, barış içinde yaşamasını istiyor, bunun için mücadele ediyor. Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere tüm ülkelerin ve halkların, Kürtlerin bu barışçıl pozisyonunu bildiklerinden eminim. Barış içinde yaşamak isteyen halkları dünyanın her yanında ayrıştıran AKP hükümeti politikalarına daha fazla göz yumulmamalıdır.
Tarihin son yüz yılda gördüğü en vahşi örgütlerden biri olan IŞİD’i durduran ve halen bu barbar örgüte karşı mücadele eden, bu büyük mücadelede binlerce insanını kaybeden Kürtlerin, Avrupa’nın orta yerinde katledilmesinin Fransa halklarını da derinden etkilediğini biliyorum.
Fransa halklarının, politikacılarını zorlayarak katliamın aydınlatılmasına katkı vereceğine inanıyorum. Buradan Sayın Emmanuel Macron’a, bu saldırının tüm yönleriyle ortaya çıkarılması için siyasi cesaretini ortaya koyma çağrısı yapıyorum. Başkentinin ortasında gerçekleşen kanlı planları engelleyememek en çok onun inandırıcılığını azaltacaktır.
Selahattin Demirtaş : 4 Kasım 2016 tarihinde, HDP Eş Genel Başkanı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi bir parlamenterken gözaltına alınarak tutuklanan Kürt siyasi lider Demirtaş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, iki ayrı derhal salıverilme kararına rağmen, halen Edirne F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevinde tutulmaktadır.
Kedistan’ı destekleyin, bağışlarınızla yaşatın
Kedistan’ı ve arşivlerini elimizden geldiğince yaşatmaya çalışıyoruz. Kedistan bağımsızlığını koruma kaygısı ile fon ya da reklam almıyor, habere ulaşma hakkının karşılıksız olması gerektiği prensibi dahilinde abonelik zorunluluğu getirmiyor ve tüm katılımcıları da gönüllü. Bugüne dek en aza indirgediğimiz masrafları, dayanışmak isteyen okuyucularımızın bağışlarıyla karşılayabildik. Sizler de destek olabilirsiniz.
Kedistan’ın tüm yayınlarını, yazar ve çevirmenlerin emeğine saygı göstererek, kaynak ve link vererek paylaşabilirsiniz. Teşekkürler.
Kaynak: Kedistan.net