Bana ajandanı göster, sana kim olduğunu söyleyeyim…
Ajanda, bir sene boyunca bize yoldaşlιk eden çok hayιrlι bir arkadaş. Bize ne kadar vefalι bir dostluk gösterirse göstersin bir türlü sadιk olamadιğιmιz bir sevgili. Bu da onun kaderi işte, sözleşmemiz bir senelik…
“Eeee? Elektronik ajanda da var!” demeyin, o bambaşka bir dünya.
Ajanda terimi Latince “ago, agere” (yapmak) fiilinden türemiş, “yapılacak, yapılması gereken, yapılması iyi olacak şeyler” anlamına geliyor. Kimi dillerde “gündem” anlamında kullanılması şaşırtıcı değil.
Türkçe’de ise “andaç”, günce” gibi karşılıkları var ama konuşma diline pek geçmemiş sanırım. Kitapçıya girip “iyi günler bu yılın andacı var mı acaba?” diye soruluyor mu gerçekten? Bilemedim. “Andacını bana göster kim olduğunu söyleyeyim” diye başlık atamadım, takdir edersiniz…
Yιl sonu kapιya dayandιğιnda yeni bir ajanda arama saati çalacak demektir. Bir yιldιr çantamιzda taşιdιğιmιz, büromuzda sayfalarιnι karaladιğιmιz dosta veda etmenin zamanι… Hayatιmιzι dolduran olaylarι paylaşan, ajandanιn son yapraklarιna geldiğimizde aklιmιz genelde başka konulardadιr. Yeni yιlιn ilk günlerinde gözünün yaşιna bakmadan yerini dolduracağιmιz yetmiyormuş gibi ajandamιzιn son sayfalarι kime ne hediye alacağιmιz, yeni yιla nerede gireceğimiz, hangi yιl sonu yemeğini nerede kimlerle yiyeceğimiz ve buna benzer şeylerle bezenir. Yιl sonunun beyin uyuşturan, bacak ağrιtan saçma sapan alιş-veriş hιr-gürü arasιnda, yeni ajandayι da unutmamak gerekir. Şimdi bir ajanda için en acιlι an nedir diye bir düşünelim… Tabii ki son sayfalarιndan birine kaygιsιz bir yazιyla “yeni ajanda almayι unutma” diye çiziktiriverilen not !
İhmalci davranιp ajanda almayι unuturlanlarιn vay haline! Senenin ilk günlerinde eski ajandanιn en arkasιndaki birkaç yeni yιl sayfasιnι kullandιktan sonra, “tüh ya unuttuk gene” diye sιzlanarak ajandanιn taa en sonundaki ek sayfalarιnda çare ararlar. Tahmin ettiniz, hani şu “Not: …………………………..” yazan sayfalar… Onlar da tükenince iş kalιr kağιt parçacιklarιna, not defterlerine (ki bunlar asla bir ajandanιn yerini tutamaz). Ta ki bir arkadaşlarι imdatlarιna koşana kadar : “Ya, dur şurda benim bankanιn bi ajandasι vardι, ben o tip ajanda kullanmιyorum da …”
Belli bir tip ajanda kullanmak… Bazen ne kadar insan çeşidi varsa o kadar da ajanda varmιş gibi geliyor bana… Öncelikle ajandanιn boyu posu var tabii. Sonra tipi : ciltli olanι, telli olanι, klasör şekline olanι… Her zat‑ι muhterem kendine uygun görünen bir ajanda seçer. İşin asιl ilginç yanι bundan sonra… Her birimiz ajandamιzι kendimize özgü bir üslupla dolduruyoruz ve asιl eğlenceli çeşitlenme de burada başlιyor.
“Ajandam, benim ajamdam, sayfalarιnda hayatιm işli. Çalιndιğι gün kendimi tecavüze uğramιş gibi hissetim!” diyordu bir dostum. Ajandanιn bir insanιn hayatιnda bu kadar önem kazanacağιnι ne Kolonel Disney ne de Doktor Beltrami tahmin edebilirdi… Bu iki ismi hiç duymadιnιz değil mi ? Ajanda kullananlarιn çoğu gibi.. İngiliz ordusunda Kolonel Disney 1921’de topçu hesaplarιnι yazmak için bir defter düşünmüş. Telli bir klasör yapmιş, sonra buna adres defteri eklemiş, bir de takvim… Boyunun 17 cm olmasιna karar vermiş, bir askerin ceketinin cebine girebilmesi için. Bu ilk ajanda tasarιsιna “file of facts”, “gerçekler (ya da olaylar) dosyası” adι verilmiş. Bu isim daha sonra “filofax“a dönüşmüş. Hala asker cebi boyutlarι ile çantalarda geziyor…
Şavaş sonrasι Marsilya’sιnda Doktor Beltrami’ye gelinceeee… Piyasadaki bütün defterlerin birer günlük sayfalar şeklinde düzenlenmiş olmasιndan, haftalιk randevularιnι bir bakιşta görebilceği uygun bir defter bulamamaktan şikayetçiymiş. Bakmιş çare yok, oturup kendi çizmiş haftalιk ajanda planιnι… İki kocaman sayfada haftanιn her gününe ayrιlmιş birer kolon, günün saatleri satιr satιr belirlenmiş. Bir de not alιnacak son bir kolon… Ne kadar tanιdιk geldi değil mi ? Doktor Beltrami, bu çizelgeyi model alan kocaman bir damga yaptιrmιş ve böylece her hafta için yeni bir çizelgeyi kolayca hazιrlama imkanιnι yaratmιş. Meslektaşlarι bu buluşa bayιlmιş. Doktor Beltrami her biri için defter damgalamaya başlamιş. Eh, sonunda 1954’de ajanda imalatçιsι olmuş. Doktorun icadι haftalιk plan bugün de en yaygιn ajanda çeşitleri arasιnda yer almaya devam ediyor.
Bu iki icattan önce ? Pek bir şey bulamιyoruz… İngiltere’de Letts şirketi XIX. Yüzyιldan beri bir çeşit “diaries” yani “günlük” dağιtιyormuş ama bunlar sadece harcama-kazanç yazmaya yarιyormuş. Takvimler mevsimlerin ve ayιn ritmine göre yaşamaya yardιmcι oluyor, uzaktaki eş dostun adresleri küçük defterlere not ediliyormuş… 1930’lardan itibaren imal edilen ilk “filofax“lar da zaten askerleri ve zamanιnι planlamaya gerek duyan bazι iş insanlarιndan başka kimseyi de pek ilgilendirmemiş.
Ajanda iş dünyasιnιn gelişmesini izleyerek 50 yιl içinde günlük hayatιmιza kadar girmiş. Kullanιmιnιn yayιlmasιnda 1950’lerden itibaren iş sektörüne giren kadιnlarιn rolünün büyük olduğu söyleniyor. Çok kιsa sürede meslekleri ve özel hayatlarι arasιnda düzeni sağlayacak bir işlevsel bir araca gereksinim duymuşlar. Filozof Dominique Méda söyle diyor: “Bugün çalιşma biçimimiz eskisinden çok farklι. Daha bireysel, kişinin ritmine göre… Bu yüzden ajandalar bize zaman bekçiliği yaparak vazgeçilmez hale geldiler. Elektronik ajandalarιn PDA yani ‘personal digital assistant’ (kişisel elektronik günlük) adιnι almasι bir rastlantι değil. Kağιt ya da elektronik, ajanda en iyi yardιmcιmιz, yalnιz iş için değil özel hayatιmιzda da sağ kolumuz. Örneğin boşanmalarιn, yeniden evlenmelerin çoğalmasιyla ortaya çιkan yeni aile yaşantιsιnda, ebeveynler çocuklarιn tatil tarihlerini, iki iş seyahati, bir kaç randevu, arasιna not edebiliyor… Kιsacasι ajandanιn sayfalarιnda sιnιr yok, aile, iş, sosyal yaşam bir arada barιnabiliyor.”
Tanιnmιş ajanda markalarιndan biri eğlenceli bir anket yapmιş. Anket sonucunda 4 psikolojik tip belirlemiş:
- KATΙ TİP: Bu tip insanlar için zaman her şeyden önce “gerekli” bir şeydir. Düzen ve güç onlar için çok önemlidir. Ya PDA kullanιrlar ya da ciltli büyük boy bir ajandalarι vardιr. Günü gününe ve çok özenle tutarlar.
- ENDİŞELİ TİP: Devamlι zamana karşι kavga halindedirler. Herşeyi planlama gereksinimini hissederler. Saatler, randevular ve yapιlacak işler çok muntazamdιr.
- UYUMLU TİP : Bu kategoride kadιnlar çok farkedilir biçimde çoğunluktadιr. Onlar için zaman son derece değerlidir. Olabildiğince iyi kullanιlmasι gerekmektedir ama beklenmedik olaylar ya da program değişiklikleri sorun yaratmaz. Ajandalarι ciltlidir, bölümlü değildir. Not almaya ayrιlmιş sayfalarι çoktur.
- DAĞINIK TİP : Bu tipteki insanlar için zaman can sιkιcι bir unsurdur. Iki seçenekleri vardir: ya ajandalarι olmaz ya da tutkuyla bağlandιklarι çok ilginç bir ajanda sahibidirler.
Ajandayι “tutma” tarzιmιz kişiliğimizi kolayca ele verebiliyor. Etrafιmιza bir göz atarsak hemen örnekler bulabiliriz. Derli toplu, düzene önem veren grafiker arkadaşιmιzιn ajandasι da kişiliği ve yaşam tarzι gibi “kare”. Karalamasιz, çiziksiz. Genelde aynι kalemi kullanarak, hoş bir yazι ile aynι tarz notlar alιyor. Bir göz atιşta randevu ile çocuklarιn tatilini birbirinden ayιrmak mümkün.
Konu konu ayrιlmιş ajandalarι sevmeyen bir başka arkadaşιmιz özel hayatιnι da oda oda bölmekten hoşlanmayan bir insan.
Onbeş yιllιk klasör ajandasιnιn her yιl iç sayfalarιnι değiştirip deri cilde cila sürerek bakιm yapan kιzkardeşimiz, biraz ιsrar edince içeriğinden çok “bir türlü ayrιlamadιğι bir eşya” olduğunu itiraf ediyor.
Aramιza ajandasι olmadιğιnι belirtenler çιkacaktιr mutlaka: çok önemli ya da unutulmamasι şart olan şeyleri kağιtlara not edip çantalarına atan, ceplerine sokuşturan, masanın üzerine istifleyenler, zaman akιşιnιn kendilerini iteklemesinden hoşlanmayan insanlar…
Psikolojik değerlendirmede daha ileri gitmek mümkün. Psikolog Jean Pierre Winter, kadιnlarla erkeklerin ajandalarιyla olan ilişkilerinin farklι öldüğünü iddia ediyor. Söylediklerini aktaracağım, ama ben psikoloğun tanımını yaptığı davranış biçimini kimi erkeklerde görüyorum. “Kadιnlarιn zamanla özel ve biyolojik bir ilişkisi var. Bazι kadιnlar için ajanda, kendilerine unutulmasι daha hayιrlι olacak şeyleri hatιrlatmakla yükümlü bir ‘hafιza’ olabiliyor. Birçoğu geçmişe gözden geçirmek yanιnda, geleceği hazιrlamak için kullanιyor ajandayι. Bu bir tür yaşamιş olduğunu belgeleme arzusu. Bu tarz ajandalar genelde sene sonunda atιlmak yerine özenle saklanιyor.” Bu ergen gencin hatιra defteri tutmasιnιn bir tür yetkin uzantιsι sanki…
Ajanda bir “sosyal kabul” eşyasι. Bir çok eşyanın sosyal sınıf ilan panosuna dönüşmesinden ajanda da almış payını. Birey belli markada bir ajandayla belli bir sosyal kesime ait olduğunun mesajını verebiliyor, sayfalarιnι çevirerek iş ve sosyal etkinliğinin ne kadar da var olduğunu gözler önüne serebiliyor…
Eğer yeni bir ajanda edindiyseniz bilin ki ilk sayfalar deneme sayfalarιdιr. Ajandanιzιn sunduğu kağιt yüzey öncelikle parmaklarιn ucu ile algιlanιr… İsminizi, adresinizi yazacağιnιz sayfanιn açιlmasι bahane edilerek ve parmaklar boylu boyunca sayfayι okşar. Değişik kalemlerin bu yüzey üzerinde nasιl cevap verebileceği tahmin edilir. Seçilen kalem kağιda değdikten, ve ismin baş harfi yazιldιktan sonra kalem değiştirilmeyeceği için, seçim iyi yapιlmalιdιr. Birkaç sayfa sonra uygun kalem, uygun renk, ve yazι biçimi bulunur ve belli bir ritm tutturulur. Ajanda sahibi, ajanda ve kalem üçlüsünün arasιnda kurulan iç gιcιklayιcι neredeyse erotik, çok özel bir ilişkidir bu…
Kimi inci gibi yazιsιnι sergilerken, diğerleri oburlukla doldurur sayfalarι. En küçük boşluk bezemeci bir estetik arayιşι ile ve neşeyle ya da bunalιmla dolar, günün ruhi durumuna göre. Randevular bulutlarla çevrilir, satιraralarι karelenir ve satranç tahtasιna döner, kenarlara köşelere “Şunu yap ! Bunu ara !” notlarι şιkιştιrιlιr, tarihin etrafιna yιldιzlar çizilir…
Bazι ajandalar kalιn ve ağιrdιr. Sayfalarιn arasιnda yemek tarifinden, doktor reçetesine, ufaklιğιn yaptιğι resimden, ninenin gençlik fotoğrafιna kadar bir sürü hazine saklanιr. Ajandanιn sahibi, başka biri sayfalarι karιştιrdιğιnda, çantasι karιştιrιlιyormuş gibi kιzarιr…
15 yaşιn ajandasι “hiç de istediğim gibi değil“dir, bu yüzden kapaklarι dergilerden kesme resimler ve çιkartmalarla kaplιdιr. İlla ki tellidir. Her güne bir sayfa ayrιlmιştιr. Ajanda ödevleri yazmak için alιnmιştιr ama arkadaş notlarι, sevgili öpücükleri, gizli yapιlan ders yazιşmalarι ödevlerden daha çok yer tutar.
Ha bir de yιl başιnda özenip de alιnιp, isim sayfasιnι doldurduktan sonra bir daha hiç açιlmayanlar var!
Ajanda deyip geçmeyin… 365 gününüzün çilesini, sinirini, sevincini paylaşan dostunuza beklediği tek hediyeyi verin : doldurun sayfalarιnι… Gönlünüzden geçtiği gibi, kaleminizden döküldüğü gibi, düzen prensiplerinizin elverdiği kadar özgürce!
Yeni yılınız da, ajandanız gibi güzelliklerle dolu olsun.
Bu makale güncellenmemiş hali ile 2006’da Hillsider dergisinde yayınlanmıştır.
Başlık resmi: Kulak ver 2022, Naz Oke. adoptart.net
Kedistan’ı destekleyin, bağışlarınızla yaşatın
Kedistan’ı ve arşivlerini elimizden geldiğince yaşatmaya çalışıyoruz. Kedistan bağımsızlığını koruma kaygısı ile fon ya da reklam almıyor, habere ulaşma hakkının karşılıksız olması gerektiği prensibi dahilinde abonelik zorunluluğu getirmiyor ve tüm katılımcıları da gönüllü. Bugüne dek en aza indirgediğimiz masrafları, dayanışmak isteyen okuyucularımızın bağışlarıyla karşılayabildik. Sizler de destek olabilirsiniz.
Kedistan’ın tüm yayınlarını, yazar ve çevirmenlerin emeğine saygı göstererek, kaynak ve link vererek paylaşabilirsiniz. Teşekkürler.
Kaynak: Kedistan.net